bugün

entry'ler (16)

uludağ sözlük

donanım haber konu dışının uzantısı gibi, zaten 1-2 veledi gözüme kestirdim kesinlikle konu dışından elemanlar.

güncelleme gelse sahip olunmak istenen özellik

uyuyabilmek, kahretsin uyuyabilmeyi çok isterdim. kafamı koyduğum gibi uyumak isterdim. 5 dakikada uyumak isterdim
uyumak için 5 saat çaba sarf etmemek isterdim. kafamı yastığa koyduğum gibi uyumak isterdim. en çokta uyuduğumda 2 saat aralıklarla uyanmamak isterdim. bunun için update gerekir mi? pehpeh

galatasaray

her anlamda en başarılı türk klubüdür.
futbolla fanatik derecede ilgilenen ve galatasaray'lı olmayan şahıslara üzülüyorum, "galatasaray sendromu" diye isimlendirdiğimiz sendrom özellikle fanatik fenerli ve fanatik beşiktaşlı arkadaşlarda illa ki görülen bir sendromdur. galatasaray kupanın ve başarıların en büyük adayı olan takım konumunda olduğu için rakiplerini hüzünlendiren bir yapıdadır.
her şeyden önemlisi şu an yönetimi, teknik heyeti her şey bir çark gibi tıkır tıkır ilerliyor ve bozulmayacak gibi duruyor. bu böyle olursa önümüzde ki bir çok sene lige amargo koyucaktır. fatih terim'in özellikle avrupa başarısı hedefi olduğunu biliyorum ama şampiyonlar ligi malesef imkansız gibi gözüküyor, en azından önümüzde ki 4 sene makina böyle işlerse tekrardan uefa kupası alacağını ve şampiyonlar liginde çeyrek-yarı final göreceğini düşünüyorum.
kadro mühendisliği olarak çok güzel işler çıkartıldı. diagne-belhanda-fernando-mariano-nagatomo-donk-sinan-muğdat-ömer isimlerinin satılıp yerlerine ndiaye-onyekuru başta olmak üzere daha dinamik yapıya ayak uydurabilecek bir ortasaha planlaması bu takımı uçurur. takımın şu an kağıt üstü kadrosu da epey başarılı bir kadro ama istikrar anlamında sıkıntı çeken futbolcular var, bunlarla yola devam edilmemeli.

uyuyamıyorum

en son hangi gece uyuduğumu bile hatırlamıyorum. yarın beni seven bir kadınla buluşacağım ve ben hala uyuyamıyorum, uyursam geç kalırım ama mesele bu değil ben zaten uyuyamıyorum. sağa dönüyorum uyuyamıyorum, sola dönüyorum uyuyamıyorum, 5 oda değiştiriyorum ve uyuyamıyorum. en son o kadar uyuyamadım ki, bu savaştan vazgeçtim ve uyuyana kadar uyuymama kararı aldım.

necip fazıl kısakürek

bir arkadaş "kendisi gibi dinci olan ismet özel'in yarısı kadar şiir yeteneği olsaydı adam sayardım" demiş. tüm karakteri ve düşüncelerinden bağımsız şiir estetiği, tekniği ve kelimeleri eğip bükmede kendisine yanaşabilecek bir şair yoktur necip fazıl'ın. ben dedim olduya getirmeyeceğim işi, hiç uzatma niyetim de yok. şiire ilgisi olan ve çoğu şairden şiirler okumuş kişiler dediklerimi gayet iyi anlıyor.
necip fazıl şiirleri kendi bulduğu formüle uygun yazıyor ama her şiirinde çok farklı tatlar var, kelime ustalığı olarak demirbaş bir şair.
yazdığı piyeslerde çok başarılıdır.

trt bandrolü

besim abi satacaktı hala besim abiyi bekliyoruz. gerçi onun tek ayağı çukurda, parti de rezil ötesi bir durumda... zaten hiç bu topluma hitap edemedik biz

akıldan çıkmayan birinin aklının ucundan geçmemek

hiç öyle felaket falan olmayan durum, düpedüz dangalaklıktır. insan ancak kendisine hükmedemeyen, zayıf ve bağımlı bir zihniyet sahibiyse bu duruma düşecektir.
hep yanlış inançların esiri bu insanlık. hatadan ne zaman dönecek, zincirini ne zaman kıracak?

günün şiiri

geceye ve kadına, necip fazıl'dan gelsin

Ince sütunlardaki ilahi güzelliğe
bacakların ruhudur şekil veren diyorum
bacakları bir kalın örtüde saklı diye
mermerde kalbi çarpan venüs’ü sevmiyorum

boynuma doladığın güzel putu görseler
insanlar öğrenirdi neye tapacağını.
kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler
isa’nın eli diye, bir kadın bacağını.

istanbul

kültürel açıdan bakarsan fatih semtinden ibaret olan yer, zaten istanbul'un aksi bir iddiası yok.
merkezi fatihtir, ekonomik ve nüfus açısından yüzeyin her yanına yayılmış yoğun ve ihtiraslı insan kitlesiyle doludur.
kartal, maltepe, pendik, tuzla, avcılar, küçükçekmece, büyükçekmece gibi gereksiz, istanbul diyemiyeceğimiz bir çok ilçesi vardır.
boğaz'a nazır semtleri pek hoştur, en huzurlu semti üsküdar'ın beykoza yakın kıyı şerididir.
hayatın yoğun yaşadığı özel havası olan, benim gibi kalabalığı ve hızı seven insanların gözde yaşam alanıdır.

kıza mesaj atmak ama kız niyeyse cevap vermemek

sosyal medya yürümeleri gereksizdir
koca bir deryada ufak bir balıksın, okuması için senin mesajına sıra geldiği bile meçhulken bu kadar bitik olmayın ve insanlarla yüz yüze tanışıklık sağlayın.
sosyal medyadan yürü babam yürü, karşı tarafa neyi ne kadar yansıtabilirsin ki? anca sosyal medya diliyle konuşan bir dingil olman lazım peh

sexting

bayılıyorum şu yeni yeni kullanılan cinsel terimlere. sexting, nude, first date... bunları genelde sosyal medyada sevişebildiğini ve seks için seçilebilecek birisi olduğunu kanıtlamak için zıbını yırtanlar tarafından kuruluyor.
ya tamam en çok nudeyi sen alıyorsun\atıyorsun. tamam en çok sen aldatıyorsun. tamam en pompacı en karakter yoksunu insan sensin! inandım

türkiye ekonomik krizden nasıl çıkar

serbest ekonomiden yüz çevirip, devlet kapitalizmine yönelen devleti iyice şişiren bir anlayışın yanında berbat yönetimsel hatalar, demokrasinin son göstergesi olan seçimlerin kirlenmesiyle de birlikte ekonomimize malesef tüy dikildi.

rekabet piyasasına uygun zemin hazırlanmadığı sürece bir cacık olmayacak malesef ki.

ilk iş olarak tc yi kaldıran kayyum

böyle bir bilgi yok evet ama şayet seçimi binali bey kazanırsa tekrardan tc ibaresini kaldıracaktır. seçimler hizmet için değil cepheler için yapılır, birbirlerine karşı bir güç ve üstünlük savaşıdır. yönetim biçimi ise tamamen kendi ideolojilerini dayatmaya yönelik hareketler sergilemekten öteye geçemez.
iki taraf için geçerli bir durum bu. üzücü, sonsuza dek bu döngüde yaşayacak olmamız berbat.

ekrem imamoğlu

oy toplamayı çok iyi beceren, populist ve lider açlığı çeken güruhu tarafından günbegün abartılan bir isim.
aşırı populist olmasına küçük bir örnek gösterecek olursam taksicilerle yaptığı toplantıda uber'e karşı taksicilerin yanında olduğunu söylemesiydi. malesef ki oy ve tarafına adam çekme uğruna yanlışa destek vermesi nasıl populist bir isim olduğunu gösteriyor. ülkemiz oy uğruna tanınan toleranslardan, katakullilerden ve samimiyetsizliklerden bu hale gelmiştir, ekrem imamoğlu'nun da zihniyeti tamamen bu yöndedir.
binali bey ve ekrem beyin vaadleri özünde aynı zihniyetin ürünüdür, soyut siyasettir, oy uğruna yapılan gereksiz şovlardır...

ayrıca pr ajansını tebrik etmek isterim antrikot vakası dışında kurgulanmış diyaloglar çok sırıtmıyor.

kadir mısıroğlu

sol cenahın her şeyi kendisine bu kadar dert edinmesine akıl sır erdiremiyorum. yahu tamam adamın size ters fikirleri vardı hatta kutsal diye nitelendirebileceğimiz bir değere saldırgan ifadeler kullandı ama gerçekten mutluluğunuzu bir kişinin ölümüne, sinirinizi bir kişinin sözüne bağlayacak kadar yitik misiniz buna da bir cevap bulamıyorum haha.

kadir mısıroğlu'nun yaşamında söylediği ve savunduğu şeyleri baskı altında olmadan söyleyebilmesini kutluyor ve destekliyordum ama iş içeriğe gelince hiç uyuşmadığımızı da söyleyeyim.

farklı renkti, farklı düşünürdü, gayet saldırgan ifadeler de kullanırdı ama farklı bir şeyler duyabiliyorduk bu özgürlüğün kıymeti, önemi nazarımda büyüktür. herkesin bir kişi hakkında aynı düşünmesi gerektiği fikri korkunç.

siz kadir mısıroğlu'nu kafanıza dert ederken o çoktan solucanlara açık büfe olmuştur.

sevgi neydi

takas ekonomsinde insan arası ilişkileri düzenleyen aracıydı.

ayn rand'a göre hakedilmesi gereken gayet somut ve yararcı bir aracıdır. sevgi ile ilgili düşüncelerimi her zaman somut zeminde yürütürüm. bazen sevginin insanı hayvandan ayıran bir erdem olduğuna inanasım geliyor. insanın kucaklayıcı rolü de ona insan sıfatını veren niteliklerden birisi mi acaba diye düşünüyorum.

burada pek çok tanım yaptım, kafam bu meselede farklı pencerelerden bakıyor ve cümlelere dökülünce çorba oluyor. yine de sevginin uhreviliğine ve kutsallığına inanmıyorum.